Merhaba, ben İsmail. Doğu Karadeniz’in yemyeşil vadilerinde, sabahın serinliğinde kahve kokusuyla uyanan bir adamım. Ama hayatım hep böyle geçmedi. Gençliğimde, 20’li yaşlarımın başında kısa bir süre gezgin olmuştum. Sırt çantamla Trakya’nın dağlarını, Trakya’nın köylerini dolaşmış, yolların bana neler öğretebileceğini hissetmiştim. Fakat sonra, hayatın gerçekleri ağır bastı. 29 yaşımda Ziraat Mühendisi olarak çalışmaya başladım. 25 yıl boyunca Tekirdağ'ın İlçe Tarım Müdürlüklerinde çiftçilerin destekleme dosyalarını sisteme işledim, Ayçiçeği tarlalarında saatler harcadım. Köy köy dolaştım, çiftçilere tohumdan hasada rehberlik ettim. Masa başında yığılı evraklar, köy kahvelerinde yapılan uzun tarımsal sohbetler derken yıllar su gibi aktı. Dışarıdan bakıldığında her şey yolundaydı: saygın bir meslek, düzenli bir maaş, toplumun onayladığı bir düzen. Ama içimde hep bir fısıltı vardı: “Bu mu hayat? Gerçekten bu mu istediğin?”
Sen yalnızca bir harf değilsin, sen bütün bir dilsin.
Her kelimen, yüreğinin derinliğini fısıldar;
Her cümlen, dünyaya umut ve renk katar.
Kendi öykünü yaz,
Çünkü senin anlatacak binlerce hikâyen var.